-
1 bir taşla iki kuş vurmak
≈ уби́ть двух за́йцев -
2 bir taşla iki kuş vurmak
kill two birds with one stone -
3 bir taşla iki kuş vurmak
to kill two birds with one stone -
4 bir
I s1) Eins f\bir olmak sich zusammentun, sich verbünden2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten TagII adj\bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen\bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen\bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere\bir gecelik für eine Nacht\bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klugo benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles2) \bir şey etwas\bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!\bir şey söylemeden ohne etwas zu sagenbu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgensgünün \birinde eines Tagessaat \bir es ist ein Uhr4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...\bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor5) ( herhangi) irgend\bir yerde irgendwodün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt\bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen seinbunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun2) ( fam) malkafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!3) einmal\bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr\bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal\bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen\bir zamanlar einstmalsyerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen -
5 vurmak
I vt1) erschießen; (av) abschießenbirini arkadan \vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallen2) schlagen; ( boynunu) abschlagenbir taşla iki kuş \vurmak ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen3) spannenbirini boyunduruğa \vurmak jdn ins Joch spannen4) ( ayağını) scheuernyeni ayakkabılar ayağımı vuruyor die neuen Schuhe scheuern5) ( çarpmak) stoßenkafasını köşeye \vurmak mit dem Kopf an eine Ecke stoßen6) ( fam)birinin parasını \vurmak jdn um sein Geld prellenikiyi dörde \vurmak die Zwei mit der Vier multiplizieren8) ( tekme)birine tekme \vurmak jdm einen Fußtritt geben [o versetzen]9) treffenbirini kalbinden \vurmak jdn ins Herz treffenII vi1) schlagen (-e auf) ( fam), hauen (-e auf)masaya \vurmak auf den Tisch schlagen2) schlagen (-e) ( fam), hauen (-e)anne, Hasan bana vurdu! Mama, Hasan hat mich gehauen!3) zuschlagen (-le mit)muşta ile \vurmak mit einem Schlagring zuschlagen4) (an) klopfen5) stoßenbeynimden vurulmuşa döndüm ich war wie vor den Kopf gestoßen6) aptallığa \vurmak sich dumm anstellen -
6 kuş
kuş sVogel m -
7 bir
оди́н* * *1) оди́нbirimiz — оди́н из нас
2) одина́ковыйbenim için hepsi bir — мне всё равно́
3) еди́ныйbir bütün — еди́ное це́лое
4) како́й-нибудьbir kitap ver — дай каку́ю-нибудь кни́гу
5) како́й-тоsizi bir adam aradı — вас спра́шивал како́й-то челове́к
6) тако́й...bir yağmur tuttu ki — припусти́л тако́й дождь...
7) так (сильно и т. п.)bir düştüm ki... — я так упа́л, что...
bir tuhaf bakıyor — он так стра́нно смо́трит
8) то́лько, лишьbunu bir o bilir — э́то лишь то́лько он зна́ет
bir tat beğenirsin — ты то́лько попро́буй - понра́вится
9) разhaftada bir — раз в неде́лю
bu bir — э́то раз; э́то во-пе́рвых
10) -ка, ну́-каo yılları bir hatırlayın — вспо́мните-ка те го́ды
••bir çiçekle bahar / yaz olmaz — посл. одна́ ла́сточка весны́ не де́лает
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var — посл. па́мять о ча́шке ко́фе живе́т со́рок лет; ≈ добро́ не забыва́ется
bir koltuğa iki karpuz sığmaz — посл. ≈ за двумя́ за́йцами пого́нишься, ни одного́ не пойма́ешь
bir koyundan iki post çıkmaz — посл. с одно́й овцы́ де́сять шкур не сни́мешь
- bir âlembir uyuz keçi bir sürüyü boklar — посл. одна́ парши́вая овца́ всё ста́до по́ртит
- bir araba dolusu
- bir arada
- bir aralık
- bir araya gelmek
- bir aşağı bir yukarı
- bir atımlık barutu kalmak
- bir avuç
- bir ayağı çukurda olmak
- bir baltaya sap olmak
- bir başına
- bir baştan bir başa
- bir ben bilirim
- bir de Allah
- bir... bir...
- bir çekirdek geri kalmamak
- bir çırpıda
- bir daha
- bir daha yapmam
- bir dalda durmamak
- bir damla
- bir de
- bir de ne göreyim
- bir dediği iki olmamak
- bir derece
- bir dereceye kadar
- bir deri bir kemik
- bir don bir gömlek
- bir bu eksikti
- bir göz gülmek
- bir gün
- bir içim su
- bir kaşık suda boğmak
- bir kazanda kaynamak
- bir paralık etmek
- bir solukta
- bir şey değil
- bir tahtası eksik
- bir taşla iki kuş vurmak
- bir varmış bir yokmuş
- bir yastıkta kocamak -
8 kill two birds with one stone
bir taşla iki kuş vurmak -
9 kill two birds with one stone
bir taşla iki kuş vurmak -
10 kill two birds with one stone
bir tasla iki kus vurmakEnglish to Turkish dictionary > kill two birds with one stone
-
11 schlagen
schlagen <schlägt, schlug, geschlagen> ['ʃla:gən]I vter schlug sie zu Boden onu yere vurdu;die Hände vors Gesicht \schlagen elleriyle yüzünü kapatmak;alles kurz und klein \schlagen kırıp dökmek;etw zu Scherben \schlagen bir şeyi kırıp paramparça etmek;zwei Fliegen mit einer Klappe \schlagen ( fig) bir taşla iki kuş vurmaker gab sich ge\schlagen pes etti;sie schlugen die deutsche Mannschaft mit 3:1 Alman takımını 3:1 yendiler3) ( befestigen) çakmak;einen Nagel in die Wand \schlagen duvara bir çivi çakmakeinen Bogen um jdn/etw \schlagen bir kimsenin/şeyin etrafında kavis çizmek;einen Kreis \schlagen halka olmakdas Eiweiß \schlagen yumurtanın akını çırpmak [o dövmek];mit den Flügeln \schlagen kanat çırpmak6) ( fällen) kesmekdie Uhr hat 12 ge\schlagen saat 12'yi çaldı;eine ge\schlagene Stunde tam bir saat8) ( Greifvogel) çarpmak9) das Kreuz \schlagen haç çıkarmakII visie schlug an die Tür kapıya vurdu;nach jdm \schlagen (tüyü) birine çekmekum sich \schlagen çırpınmakmit dem Kopf gegen die Tischkante \schlagen başıyla masanın kenarına çarpmaknach der Mutter/dem Vater \schlagen annesine/babasına çekmekdie Nachricht ist ihm auf den Magen ge\schlagen haber midesine vurduIII vrsich \schlagen ( sich prügeln) dövüşmek, vuruşmak;sich um etw \schlagen bir şey için vuruşmak;sich auf jds Seite \schlagen birinden yana olmak -
12 удар
darbe* * *м1) darbe, vuruş; yumruk (-ğu) ( кулаком)уда́р ного́й — tekme
уда́ры се́рдца — kalp atımları
раке́тный уда́р — füze / roket darbesi
я́дерный уда́р — nükleer darbe
бы́стрые ре́зкие уда́ры (в боксе) — seri ve sert yumruklar / darbeler
си́льные уда́ры ле́вой и пра́вой — şiddetli sol ve sağlar
два сильне́йших уда́ра пра́вой — iki müthiş sağ
он заби́л э́тот гол уда́ром с 20 метров — bu golü 20 metreden attığı şutla yaptı
свобо́дный уда́р (в футболе) — frikik, serbest vuruş
уда́р голово́й (в футболе) — kafa vuruşu
уда́р прямо́й пра́вой (в боксе) — sağ direkt
уда́р электри́ческого то́ка — elektrik / cereyan çarpması
одни́м уда́ром клю́ва — bir gagada
свали́ть кого-л. одни́м уда́ром — birini bir yumrukta yere sermek
он ру́хнул (наземь), как ста́рый дуб под уда́ром мо́лнии — yıldırım çarpmış kart meşe gibi yere yıkıldı
нанести́ кому-л. уда́р — birine darbe indirmek
нанести́ кому-л. уда́р — тж. перен. birini arkadan vurmak
2) sesуда́ры ко́локола — çan sesleri
с уда́ром го́нга — gong çalmasıyla
3) воен. darbe, taarruzгла́вный уда́р — asıl taarruz
нанести́ уда́р по проти́внику — düşmana darbe indirmek
4) перен. sille; darbeиспыта́ть уда́р судьбы́ — kaderin sillesini yemek
после́дний уда́р был о́чень тяжёл для неё — kadının yediği son darbe çok ağırdı
••спортсме́н был в уда́ре — sporcu en iyi formundaydı
быть под уда́ром — tehlikede olmak
ста́вить кого-что-л. под уда́р — tehlikeye sokmak / koymak
одни́м уда́ром двух за́йцев уби́ть — bir taşla iki kuş vurmak
-
13 убивать
öldürmek; katletmek* * *несов.; сов. - уби́ть1) öldürmek, (canına) kıymak, vurmak; katletmek ( преднамеренно)охо́тник уби́л не́сколько у́ток — avcı birkaç ördek vurdu
он был уби́т в перестре́лке неизве́стно кем — kimvurduya gitti
2) перен. ( привести в отчаяние) öldürmekона́ была́ уби́та го́рем — kahrından / kederinden perişan olmuştu
3) перен. ( уничтожить) katletmek, öldürmek4) перен. boşuna harcamak; öldürmekмы уби́ли це́лый день — bütün bir günü öldürdük
••уби́ть вре́мя — zaman öldürmek
хоть убе́й — öldür Allah
уби́ть двух за́йцев — bir taşla iki kuş vurmak
-
14 Fliege
er tut keiner Fliege was zuleide o karıncayı (bile) incitmez;zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen bir taşla iki kuş vurmak -
15 taş
-
16 Fliege
-
17 Klappe
См. также в других словарях:
bir taşla iki kuş vurmak — bir davranışla birden çok yararlı sonuca ulaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük